3 Kasım 2019 Pazar

Çiçek gibi bir ay olsun diye







Yağmur yağıyor diye açtım camları,  Soğuk diye çıktım dışarı
Bir bardak çay, yanında bir tutam çiçek ,
çayıma da bir dilim limon lütfen. Diğer menüyü alabilirsiniz. Bugün kendimleyim. 
Ufak bir tebessüm.

Bir çiçek almak için çıktım dışarı. Mümkünse dalından koparılmamış, nefes alan bir çiçek. Derken masamda güzel bir mor çiçek. Kurumak üzere usulca bir defterin arasına sığınıyor. Hayır hayır kendim alacağım bir çiçek, kendi kendime. Yok mu bir çiçekçi buralarda. 
Simsiyah giyindim geceye çıkıyorum diye. Deniz siyah, gökyüzü siyah. Bir de beyaz üzerime. Eskiden korkardım geceleri denizden.  Ne saçma bir korkuymuş. Üstelik bu korku bana bile ait değilmiş. Şimdi denizin dibindeyim. Uzun uzun bakıyorum. Yarın masmavi olacaksın ama seni bu halinle de çok seviyorum. Çiçek demiştim. Nerede bu nefes alan çiçekler.    

Üç dilek tuttum bu ay için. Olacağına inandım. Sonra da özgür bıraktım. Kapıları araladım ki gelişi kolay olsun. Öyle oturdugum yerden istemekle de olmuyor, o kadar da değil canım. Bu arada musait bir çiçekçide inebilir miyim? Saatin kaç olduğunun farkında mısın sen ? Bu saatte ne çiçekçisi. Bulamazsın bu saatte çiçekçi.
Bulurum.  Elbet bir yerlerde işini aşkla yapan birileri vardır bu saatte de. Neyse dur bakim en yakın çiçekçi 900 metre ilerde. Peki, yakınmış. Yürürüm, ne var ki...  Yürüdüm yürüdüm ,az gittim uz gittim dere tepe düz gittim. Bir yere geldim ama burası neresi, çiçekçi hani, yanaklarım soğuktan buz gibi olmuş, ellerim de üşüyor, şarjim da bitmek üzere. Hah işte şurda ışıkları yanan bir çiçekçi. Oh sonunda buldum. Rengarenk bir sürü çicek. Nasil bir şey istersiniz? Aradığınız bir şey var mı?  Sessizlik... İşte bu demem gerek ki,  işte bu dedim. Kime alacaksınız peki ? Kendimeee... Bu saatte kendinize çiçek almak için mi geldiniz? Evet. Şaşkınlık.   Eve geri nasıl dönerim ki şimdi. Neyse korkmuyorum bu şehrin bilmediğim sokaklarından. Aman umrumda bile değil, dönerim elbet. Evet şarjım bitti, çok güzel. Ellerimde çiçek, aynı yolu tanıdık ağaçları izleyerek  tekrar geri döndüm. Uzun uzun yürümüş oldum ama yürümek de ilham veriyor bana. Aklımdan geçenler kalbime dokunuyor. Zihnim oyunlar oynayamıyor benimle. Haliyle kalbimin sesi çok net geliyor kulağıma. 

Kasım ayı için üç güzel dilek tuttum ve bir de çiçek aldım. Gökyüzünde ki yeniayı gördünüz mü? İşte buna bayılıyorum. 




20 Haziran 2016 Pazartesi

YENİ KARARLAR SABAHI

     

        Dokunduğumuz her şeyi güzelleştirelim bugün. Dudaklarımızdan çıkan her kelime, şu kenarda solan çiçeği bile yeniden hayata döndürsün . Bugünün öyle bir hakkını verelim ki gün bittiğinde şükürler olsun Allah'ım, bana verdiğin her şey için sana minnettarım dediğimizde içimizden bir huzurlu ses , sen bunları çoktan hakettin ve sen daha güzellerini de yaşayacaksın desin. Gözlerimizi bir geceye huzurlu kapatalım ve bir güne kalbimizde isimsiz bir acı olmadan yine yaşama şükrederek uyanalım . Önce evimizi toplayıp ,gereksiz her şeyi atalım sonra hayatımızı . Bize anlam katan herkese her şeye sımsıkı sarılalım. Her haftanın pazartesi, her ayın biri  ve her saat başı tüm kızgınlıklar gitsin bizden .Yenilenelim. Kendi değerlerimizin farkında olalım , hayatın farkında olarak yaşayalım . Her şeyin hakkını verelim . Bugün yemek yapman gerekiyorsa en güzelini yap ,belki yıllardır aynı yemeği kaç kere yaptın aynı insanlara ama bugün ve bundan sonra en güzelini yap .
Bugün sadece bir başlangıç olsun . Ve hiç bir şeyden vazgeçme . Yapmak istediklerinden , hayallerinden ,ne derlerse desinler vazgeçme . Hani o inadın var ya bir tek bu konuda yıkamasınlar.
    Senin ruhuna kadar , tüm kalbiyle mutlu bir insan olduğunu biliyorum . Ama üzülmek bile bir süre sonra alışkanlık oluyor . Hayır ama biz farklıyız ,bunu sana ara ara hatırlatmak zorunda kalacağım bunu da biliyorum . Ben pes etmemeyi seçiyorum ve bunu en çok bugün yapıyorum .
   Her şeyin farkındayım her insan farklıdır  ve hepsi bambaşka ortamlarda bambaşka doğrularla yetiştirildiler . Kimi çok eksik büyüdü , kimi fazla fazla . Aslında bazı şeylerin bizde ne hasarlar bıraktığını kimse anlayamadı . Herkesin bir hikayesi var birimiz başlasa anlatmaya mutlaka suçlayacağı birileri vardır . O suçluyu bulsak onun da bir hikayesi vardır o da birilerine öfkelidir ve bu böyle gider . Tüm bunları kenara bırakalım bugün . Biliyorum yine aklına geldikçe gözlerin dolacak,yine üzüleceksin, öyle olmasaydı böyle olmazdı diyeceksin .Biliyorum belki çok güzel bir tepkiyle karşılaşacağın bir durum için bile o korkularından kaynaklı kaygıların olacak ve sen sırf o kaygıları sana yaşattıkları için haberleri bile olmadan birilerine kızacaksın . Ama eskisinden daha az, kendinin farkında olarak artık bunların işe yaramadığının, sadece sana zarar verdiğinin farkında olarak .Zaman geçtikçe sen kendi iç kontrolünü eline alacaksın .Ve hayatın o kaygılarla geçebilecek bir dakikasını bile kaybetmek istemeyeceksin bir gün .
     Herkesleşmeyin , farklı bir ışığınız olsun . daha güzel gülümseyin mesela tüm insanlardan , daha içten olun , daha güzel yaşayın , daha mutlu olun , daha çok değer bilin . Ve sadece bunların değerini bilen insanlarla olun .
     Ve insanlar için yaşamayı bırakın . Herkes bir gün ölecek .Ve sen hep ağlayan taraf olarak kalmayacaksın . Koskoca bir nesil bitti .Ama her nesil biterken anladı hatasını . İyilik kime göre neye göre . Herkes senin iyiliğini düşünüyorum dedi sonucunu bilmeden .Ezberci sistem hayatımıza okullarla girmedi daha yaşamaya başladığımız ilk gün girdi . Ne öğrendiyse onu uyguladı bir nesil yanlış mı acaba demeden sorgulamadan ... Ben doğruyum dedi sen daha küçüksün anlamazsın dedi yıllarca . Ne zaman anlayacaktın peki sen  ondan küçük olduğun için o hep senden daha iyisini mi bilecekti. Zamanın , hayatın , her yaşının değerini bilmek için hayatta en sevdiği bir insanı kaybetmenin gerektiği bir dünyada mı yaşıyoruz hala. Hayat dolu olsan da tüm bunlar olurken yüzün düşecek biliyorum . Ama sen bir yolunu bulup yine huzurlu olacaksın yine gülümseyeceksin . Sana diyecekler ki her şer de bir hayır vardır . Sonra bir şeyler yolunda gitmeyecek seni suçlayacaklar tüm olanlar için . o anlamlı cümleleri unutacaklar. Böyle olması gerekiyormuş demek ki diyeceksin o zaman sana kaderden kısmetten bahsetmeyecek kimse . İşte o gün  küçücük yaşında bile olsan güvenin kırılacak .Ama küçük olduğun için güveni sevgiyi henüz tanımlayamadığını sanacaklar .Sen her yaşında her şeyin üstesinde gelebileceksin .Hiç kimse bu dünyaya birileri onları üzsün diye gelmedi . Öyle cümleler kalacak ki kulağında ...
   
     Ve tüm bunlar bir bütündür . Hayatınızdaki insanlar çok önemli . Sevgiyi ,saygıyı her gün içtiğin suyu bile sıradanlaştırmayacaksın bu hayatta  çünkü insanlar hala her gün her saniye gökyüzünün bir sanat eseri olduğunun farkında değil . Bir tablo gördüğümüzde evimizin başköşesine koymak için deliriyoruz ama hayatın telaşesinden başımızı gökyüzüne kaldırıp  o mükemmelliğe özgürce bakmıyoruz .


   Şimdi harika bir şarkı aç kendine .Bugünün tadını çıkar . Sana mükemmel hissettiren insanları sıradanlaştırmamak şartıyla onların tadını  çıkar .


Bu yazı da burada dursun her ihtiyacım olduğunda okuyup hatırlamak üzere .

1 Mart 2015 Pazar

BIRAK DAĞINIK KALSIN

 


 İnanır mısın bütün derdim tasam yan komşunun kızı ile üst komşunun oğlu bize gelsin de evcilik oynayalımdı .Çarşaflardan çadır yapardık tıkış tepiş içine oturur nefes alcak yer kalmayana kadar oyuncakları doldururduk. Yan odada kıyametler kopsun umrumda mı oyun oynuyoruz burda. Hayata karşı en büyük ciddiyetim buydu oyun oynuyorum rahatsız etmeyin .Hayaller uyku vakti gelene kadar gerçekti sonra her şeyi her zaman mahvettikleri gibi o anı da mahvederdi büyükler . Kendi darmadağınıklıklarına bizi çekmek yerine oyunumuza dahil olmazlardı .
   Ve sonra başlardı anlatmaya annem bizim zamanımızda deden ışıkları kapatırdı uyuyun derdi ben de mum ışığında kitap okurdum .Hey gidi günler hey . Sizdeki imkanlar bizde olsaydı öyle olurdu böyle olurdu dünyayı kurtarırdık ben okusaydım şunu olurdum yan komşunun kızı okusaydı falan olurdu.Vallahi yalan söylüyor bunlar .Galiba biz onların zamanını görmedik diye bütün teyzeler amcalar birleşmiş bizimle kafa buluyorlar , eğleniyorlar filan . O sitemkar cümlelerden soğuk rüzgarlar eserdi suratıma . Biz değerini bilemezmişiz hiç bir şeyin . Sevmem zaten son kullanma tarihi geçmiş cümleleri ...bana şimdiki zamandan  bahset .
   Benim tek derdim tasam ayağımda güç bela uyuttuğum oyuncak bebeğim Nazlıydı. Uğraşır dururdum onunla . Hiç yanımdan ayırmazdım .Geceleri korktuğu için  yanımda yatmasına izin verirdim .
   Yan odadan gelen sesler ,sokaktaki insanların kavgaları , herkes birbirini yesin bitirsin umrumda değildi . Bütün derdim ellerimi bırakıp bisikletimi düşmeden sürebilmekti .
  Özlemiyorum vallahi . Bir gün önceyi verseler bana yine ardından bugünü yaşayacağımı bilirim istemem . Ama garip olan bir şey var yemin ediyorum içime atıp boğulup ölücem .
   Zaten fazla ömrüm kalmadı .En güzel yaşımdayım desek hani öyle diyorlar ya ... En fazla on yıl daya cicim ayı olsun hayatımızın ki olmaz ya , evlenip çoluk çocuğa karışmaya yetmez bile gidişata bakılırsa . En az da hayallerimi gerçekleştirmeme bir iki gün kala filan ölürüm heralde . Yok arkadaşlar öyle benim gibi otu boku en ince ayrıntısına kadar düşünüp her şeyi uçlarda yaşayan her şeyi güzel  yaşamayı seven insanlar fazla yaşamazlar . Daha saymim bence zaten alakasız yerlere geldim yine .
  Yani anlayacağın üstüme gelen duvarların altında ezilmemek için bir şarkı var aklımda onu söylüyorum . Unutuyorum bugünü yarın olunca . Ne büyük yalan dimi . Ama ben mış gibi yapmayı seviyorum.Söylenilecek tüm cümlelere birer öpücük kondurup hadi canım başka kapıya derim sorun değil .
    Ama bir an gelir ki biriken tüm o dağınık kıyafetler dolabın kapağının açılmasıyla üstümüze yıkılır .ve biz eziliriz .Hangisinden başlasak katlamaya bilemeyiz . O zaman da odanın kapısını kapatır çıkarız .En iyisi deriz bırakalım dağınık kalsın .
   Hanginiz bile bile yanlış yola gittiniz . Gerçekten soruyorum . Bağıra bağıra , suratına vuran gerçeklerin yüzünde bıraktığı kızarıklığa aldırmadan gerçek birer oyuncu gibi , güle oynaya o yolu gidip ,sonunda diz çöküp ağlarken kendinizi göre göre hanginiz o yola gittiniz .Cesaret ister . Burnunun direkleri sızlar, sen hala usta oyuncu .
   Şimdi ağır geldi biliyorum .Ben devamını sindiriyorum . Sen de fazla düşünme , bırak dağınık kalsın .
Her şey olması gerektiği gibi evet her şeyin bir nedeni var doğru ama seçimler senin . unutma .

18 Ocak 2015 Pazar

SEN PİYANO SESİNE AŞIK KADIN



  Camları aç biraz hava alsın bu ev, üzgün . Aç camları ,kapat kendini sokağa  ev biraz sensiz kalsın.
Sessiz kalsın biraz , özlesin kokunu, özlesin boya kokan ellerini. Kurusun biraz duvarlar ,defterlerin üzeri kurusun ,üşüsün biraz yastığın .
Aç camları biraz hava alsın , uçuşan tozlar  bırak özgür kalsın , gözüne kaçmasın .Terlesin fırçan ,avuç içlerin soğusun ,tablolar biraz dertleşsin yalnız bırak bu evi. Yalnız brak şu sağ köşedeki şovaleyi ,dokunma ,özlesin tiner kokulu renkleri .
  Dans eden parmak uçlarını özlesin yerler. Şu boş tuvalde duran kurumuş karanfilin kokusunu son kez çek içine , bir kaç damla bırak tuzlu gözyaşlarından hatıra , bırak yalnız kalsın .En sevdiğin yazarın kelimelerinden öp . Tenini bırak aynalara ,güzelliğini ılık bir duşta bırak ,
saçlarını sevdiğin adamın ellerine ,dudaklarını o adamın boynunda bırak. Kitaplarını birbirini en çok seven o mükemmel aşkın sonuna ...Aç şu camları  hava alsın bu ev ,çok üzgün .
  Yanaklarını ellerinin arasına al, onun elleri san . Hayallerini o mükemmel şarkının sözlerine sakla , ne kimse bilsin onun bir şarkı olduğunu , ne kimse bilsin hayallerin senin olduğunu. Aç şu camları hava alsın bu ev çok ağladı , bırak derin bir nefes alsın .
  Sen küçücük kalbine dünyaları sığdıran , sen duyguları incelmiş ,sen sevdiği adamın kalp atışlarını kendine ninni yapan , sen piyano sesine aşık kadın , sen kimseyi yanına yakıştırmayan , sen sevgisine kimseyi layık bulmayan uzak şehirli kadın . Sen kalbi kırılınca dünyası başına yıkılan son günmüş gibi o gün bugünmüş gibi ömrünün tek gününü ona verecek kadar aşık kelebek . Aç şu camları nefessiz kaldı bu ev , aç şu camları duaların ulaşsın artık gökyüzüne. Al şimdi ellerine tükenmiş sadık kalemi , yönet kalbinden uçan notaları. Anahtarın en solüne bir kilit vur .

    Şu yerdeki üzgün , karanlık ama rengarenk kadın tablosu... Ona bak son kez ,dokun gözyaşına serçe parmağınla ona da bırak bir tutam kendinden. Al şimdi  ellerine  ucu kırmızı en incesinden telleri sızlayan yağlı boya fırçanı , ,dokundur o gizemli kadının yüzüne renkli bir tebessüm . Kırık kalbinin parçalarını dağıtanlara emanet et mesela .Yitirmeden anlamayanlara bir not bırak çıplaklığına hayran aynaya
'' yaşayamamaktan korkuyorum , ölmekten değil '' . Bırak düşünsünler , anlayamayışlarını izle iki kirpik arasından . Aç o kırmızı kutunun kapağını nefes alsın anıların . Bırak yesinler birbirlerini o sayfalardaki adamlar , sana sahip olamayışlarına kavga etsinler.   Annenden aldığın o narin sesini üşümüş bir yedi yaşa emanet et .Sen şarkılar değil , artık şarkılar seni söylüyor.
  Savunmasızca çık sokağa , gecenin en zifiri anı sana yol gösterecek güven bana ,işte diyecek gün şu tarafta  yürüyerek gitme istersen uzak biraz . Kandırmışlar seni diyecek sigaranın dumanını alaycı bir şekilde suratına üflerken . Kimse bilmesin , bozulmasın bu büyü , sen üzülme , üzülürsen giderim diye tehdit et belindeki o eli. Bırakmaz belki o zaman diye düşün kıt kanaat aklınla .Beraber dinlediğiniz şarkılardan selam söyle ona. Al en sevdiğin şairin yaşamaya dair en güzel cümlelerini çık bu evden ve zamanı geri al . Mutlu uyu , mutlu uyan...

15 Ocak 2015 Perşembe

UYUYORUM SESSİZ OL !

 



Gereğinden fazla gerçek ve oldukça hayal ürünü.Bir tutam müzik eşliğinde bir kaç fırça telinin eseri desem yalan olmaz sanırım .Bir resmi anlamak bu olsa gerek . iki renk seçtim ,iki karakter yarattım ,biraz su koydum fincana ,biraz da kahve ...
 VE gözlerimi kapattım...

      Hayatta bazı rastlantılar bir kez olur . Bir adamı kaybetmekten korkmazsın , hissettiklerin sahip olduğu kişiyi kaybetmekten korkar ,yani sorun sende değil bende . O nefes verirken havaya karışıp boşa gitmesin diye aynı senkronizasyonu yakalayıp sen o nefesi çekersin..Adına aşk dediğiniz o şey, böyle bişey işte, ama siz aşk kelimesini öyle bir tükettiniz ki gerçekten aşık insanlar artık birbirine bakıp seni seviyorum demeyi saçma buluyor . Bizim sizin sözcüklerinize ihtiyacımız yok bizim sizin onayınıza ,bizi yakıştırışınıza ihtiyacımız yok.sokaklarda el ele tutuşup bakın biz mutluyuz pozları veren fotoğraflara ihtiyacımız yok . Ne başladığını bileceksiniz ne devamını hiç bir zaman. Sevgili fotoğraf karelerindeki sahte gülüş anlarınızı gerçekten istemiyorum. Bizim hikayemizi bilseniz belki sizin hayatınızda da bir şeyler değişir ama layık değilsiniz ki bizi ,o mükemmelliğimizi görmeyi. Üzerimize cümle kuramıyorsunuz geceleri ,sevgilinizin gözlerine bakmak yerine bizim dedikodumuzu  yapamıyorsunuz işiniz gücünüz yokmuş gibi..  Ne bilim işte anlıyosun zaten ... Sözcüklerin yakışmadığı adam... Her sabah kalktığımda hala orada mısın diye kalbimi yokluyorum oradasın orda öyle bir cumhuriyet kurmuşsun ki tek başına hakimisin tüm vucudumun ... Kalbim ne ki ellerime dokunurken bile ne güzel konusuyorsun benimle her şeyi anlıyosun....mutsuzken kaçarım insanlardan bi tek senden kaçamıyorum mutsuzken bile belki ben en çekilmez halimdeyken bile gel diyosun ya benim yanımda yaşa ...bilmediğin anımın kaldımı ...biz birbirimizden gözyaşlarımızı bile saklayamadım birbirimizin yüzüne bakmadan tenine dokunup  Evet biz tüketmiyoruz ... Biz yaşıyoruz ...nefes almaktan ötesiyiz...her gün bir şeyler katıyoruz birbirimize ... Sömürmüyoruz duygularımızı ... Kullanmıyoruz biz birbirimizi .... En büyük ihtiyacımız sarılmak ... Sıcaklığımızı hissetmek ... Uyandığında o güzel gözlerinle bana baktığını görmek... Nerdesin napıyorsun umrumda olmuyor iyi olduğunu bilme mutluluğu diye bişey varmış....ve iyiysen ben de iyim... Çünkü ben seni yaşıyorum sen oldum hissediyorum ... Sen belli etme istediğin kadar sakla ben anlarım seni ben hissederim... Böyle bir şey de varmış..belki tam vaktinde belki erken belki geç bunu sevgili zaman bilir  ona sormak lazım ....


24 Aralık 2014 Çarşamba

BENİM SESİMLE DUY

   

     



      Müzik çok güzel, sesler notalarla sevişir gibi .Sanırım aşk sanat ,aşık sanatçı . En güzel hayalleri sanatı sevenler kuruyor .Çünkü onlar Tanrının en güzel sanatçı olduğunu biliyor gibi .
     Müzik insana karışır hani bazen , kemanını çalan uzun saçlı o kadının ruhuna batar teller .Aslında piyanist bir kadının vücudunda gezdirir parmaklarını.
     

    Renler ; renkler , çok başka ,hepsi ayrı ,hepsi bütün .Her şeyin harışımı . 
O değil de zaten ölmeyecek miyiz? 
Her gün bir dakika düşün, yarın öleceksin .Düşer misin bu kadar ... ? 
    
    Ve bazı müzikler tüylerini diken diken yapar .  Gözlerin dolar.  Sözsüz o müzik , anlatır bakışlarındaki yaşanmışlığı .Öyle durgun ,öyle incinmiş.Kırıldıkça güçlenmiş. Yaşanmışlığın gülüşleri bir başkadır ,ağlayışları başka . Hep gözüne bir şey kaçmış tadında ,hep aklıma bir şey gelmiş kıvamında .
     
     Bazı renklerin üstünde gülüşlerim , bazı harflerin üstünde tuzlu gözyaşlarım var  . Ve bazı şarkılar kimsenin duymayı haketmediği kadar güzeller . İlk kez dinlediğin o an kadar tekler .
    

     Bazen kanımın vücudumda öyle beyhunde gezişini hissediyorum . Benden bağımsız , sanki yorulmuş .
    
   Her anıma , her saniyeme şükürler olsun . Bugüne kadar ne yaşamış olursam olsun .  Vardı ki hepsinin bir nedeni yaşadım . 
    


    BAK ZAMAN GEÇTİ .
    ŞİMDİ DE GEÇİYOR .
    BUGÜN BİR KAÇ SANİYE SONRA DÜN OLACAK .
    SANİYELER BİRAZDAN DAKİKA OLACAK . 
    SONRA BİR SAAT ÖNCESİ OLACAK .
    DÜNLERİN , ASLINDA BELLİ BELİRSİZ BİR SAYFADA KALACAK.


11 Kasım 2014 Salı

LA LA LA LA LA LA LA

   
       
        
       Hiç yaşamamış gibi , yeni bir sayfaya nefes almak gibi...Yeni bir güne uyanmak gerek bazen ,
sanki dünden sonraki gün değil de ,doğduğun ilk gün o günmüş gibi ...Sonbaharın gelişine uyanmak gerek bazen ,en sevdiğin mevsimin yaprak dökümü gibi ...Üç noktanın arasına bir şarkı sıkıştır benden gelsin ...
     Başka bir şehrin sabahı meşhurdur benim buralarda ...
Susmak gerektir ya hani bazen her şeye rağmen haklısın diyip ...Ardından tek bir cümle duymamak için son ses dinlediğim piyano sesine şimdi daha da aşığım ..Bir gün gücün kalmadığında,sen de anlayacaksın
gününe ait olmayan şarkılardaki sevgilileri ...
Tüm dünyası olduğun adamı sev bugün ...





10 Kasım 2014 Pazartesi

ŞİMDİLİK NEFES AL

 


Bazı günlere o kadar çok şey sığdırıyorum ki gün yirmi dört saat olduğuna utanıp bana bir kaç saat daha vermek istiyor ... yaşa diyor sanki bitirme bugünün geceye dönüşüne aldırma gecenin güneşe doğuşuna gülümse ve sadece yaşamaya devam et ...
  Saatler bir su damlasının vücudumda saniyeler içinde bana karışması  gibi geçip gidiyor doyuruyor yaşamak ... aldığım nefese şükrederken her gün ,biliyor tanrı en içten dileklerimi ...hayranlıkla bakıyor sanki bana yaşamın hakkını verişime ve ömrümden giden her güne bir gün daha veriyor sırf beni izlemek için,...
  Senaryoda biraz oynadığımı biliyor kaderim üzerine yazılmış cümlelerdeki süslü  değişikliklerimi farkediyor...
  Gözlerimi açtığımda bakmaya doyamadığım gün ışığını kıskanıyor ... iki gün öncesindeki o gece ayağımı sokağa bastığımda başımı kaldırıp gökyüzünü kimsenin benim gibi görmediğini çok iyi biliyor ... şu an yanında olmak isterdim dediğim o çıplak yıldızın da benimle olmak istediğini bir tek o biliyor... aşktan öte bir şey bu sevmek hiç bir şey bunun yanında ...kelimeler bu kadar güzelken bu kadar ifadesiz kalmamıştı  hiç ... yazmaya kıyamadığım o kadar şey var ki sustuğum ama yaşarken doyduğum o kadar an var ki ...
 Bunu bilmemek hissetmemek  büyük bir eksiklik ... Kelimeleri öyle boş kullandınız ki artık hiç birinin anlamlarını taşıyacak gücü kalmadı...Hiç bir şeyi gerçekten yaşayamadığınıza yemin edebilirim ... Anlatamıyorum ... Asla yetmiyor kelimeler ...Ama gerçek şu ki her şeyin bir nedeni vardı taşlar yerine oturduğunda görebileceğin gerçekler için şimdilik nefes almaya devam et ... Yaşamanın senin için artık sıradanlaşan nefes alışından ibaret  olmadığını anladığında  konuşuruz ...

3 Ağustos 2014 Pazar

SEÇTİĞİN YÖN YAZDIĞIN KADERİNDİR

    Çok sevdiğim bir kitapta okumuştum '' insan kendi kaderini kendi yazabilir mi ...'' Bu dünyaya neden geldiğini unutmadığın sürece gerçekten mutlusundur belki de
  Çünkü bilirsin başına ne gelirse gelsin o sınavdır ...
Bu yüzden hep mutlusundur hep şükredersin
Keşke o kadar güçlü olabilsek
   Aslında her şeyin zihnimizde bittiğini biliyoruz ... Kalbinin sesini dinle zihninin sana oynadığı oyunlara kulak asma onu kontrol etmek senin elinde ...hepsini biliyoruz ... Bu yüzden kötü şeyler olmaya başladığında canım acımaya başladığında yalnız kalmayı seçiyorum ... Çünkü zihnimiz bize olumsuz şeyleri düşündürür çünkü orada bir yerlerde buna benzer şeyler yaşadığına dair kanıtlar biriktirip eline geçen ilk fırsatta onları suratına çarpmayı sever ...Ama kalp masumdur
   Sahne artık benim ..Hayat benim ...dünyanın merkezindeyim ...İşte bu yüzden ben seni dünyamın merkezi yapıyorum yanımda ol diye ...
   Sonra susuyorum sadece gülümsüyorum tüm bedenimle tüm ruhumla...
Bir kitap düşün çok güzel olduğunu biliyorsun ... Ama okumaya başladığında çok sıkıcı geliyor ilk sayfalarda pes edip bırakıyorsun ...Aslında okumaya devam etsen her şeyin güzel olacağını az çok da tahmin ediyorsun ... Ya da bir resim yaparken bomboş bir tuvale fırçayı ilk vurduğun anı  ve sonrasında resmin bütününün güzelliğini düşün ... Hayat da böyle değil mi pes ediyoruz hem de hemen devamında yaşayacaklarımızı hiç mi merak etmiyoruz ...
   Daha fazla kırılmaktan korkuyoruz ... Sevmekten korkuyoruz ... Bu yüzden yaşayacaklarımıza sırtımızı dönüyoruz ... Biraz haklısın biraz haksız ... Bunun nedenlerini sana uzun uzun anlatabilirim ...yaşadıklarımı anlatabilirim ...ama bu paragraf öyle bir bitmez ki ...Sen en iyisi ben  sana bunları anlatana kadar pes etmemeye çalış ... belki sonrasında güzel şeyler olur ...
    Her şey göründüğü gibi olmalı bana göre şeffaf ve masum ... Mesela taktikler yaparak elinde tuttuğunuz adamları kıskanmıyor musunuz siz olmayan bir karakterdeki kadını sevdikleri için ...İşte bu yüzden yapmıyorum ... doğal olmaktan bahsediyorken küçük oyunlar neden ...
  Bu sefer korkuyorum biliyor musun ... hepiniz hayatında en az bir kere kalbine iğne batırılıyormuş hissini yaşamıştır ...ama o güne tekrar dön deseler size dünyaları verseler o hissi tekrar yaşamak istemezsiniz...Bu yüzden korkuyoruz ya zaten ...
   Kendimi mutsuz hissettiğimde canım yanmaya başladığında hemen kaçmak istiyorum arkama bile bakmadan ... Başka bir yerler vardır beni mutlu edecek biliyorum ...
    ...pılımı pırtımı topladım gittim ... Aslında şehir değiştirmek  sadece yolda geçen o sürede düşünürken güzel.. şehre ayak bastığında nefes aldığında yine aynı his valizine saklanıp gelmiştir seninle sanki ...Hiç bir şey yokmuş gibi günleri teker teker öldürürsün ... Bugünde bitti dersin ... Denize kıyısı olan yerlerde olmayı seversin çünkü deniz kızlarına inanarak geçirdiğin çocukluğundan sana sadece denizle konuşma hissi kalmıştır ...Büyümek bunu gerektirirdi çünkü ...Hayallerinin yıkılmasını ...
    Dalgaları ..gökyüzünü ..bulutları ..yıldızları aslında duymak istediklerini söyleyen her şeyi seversin ...
Kalbini dinlemeyi seven bir kıza sakın mantıklı olmaktan kafanı kullanmaktan boş konuşmaktan bahsetme sana olan sevgisini sorgulamasına neden olursun ...  Çünkü o hayatında ona kötü hissettirecek kimseyi etrafında istemeyecek kadar huzurlu sever yaşamayı ....
     Bir kitap düşün bir adama aşık gibi ... her cümlesinin seni sakinleştirdiği ve asla bitmesin diye son sayfalara dokunmaya cesaret bile edemediğin bu yuzden sonunu hiç bilmediğin ... Evet sadece bir kitap ..Ve bir kadın düşün ... Düşün işte ....Düşün...ve sakın vazgeçme ... Çünkü vazgeçersen yaşayacak olacağın hiç bir şeyi bilemeyeceksin ... '' insan kendi kaderini yazabilir mi '' evet ...seçtiğin yön yazdığın kaderdir aslında ...



 
 



11 Mayıs 2014 Pazar

Konuşsa diyorum kitaplar
''Biraz daha konuşmak istiyorum seninle , ama eğer sıkıldıysan ,bir kitapla konuşmak sana aptalca geliyorsa ,sayfalarımı çevir ,beni görmezden gel '' dese bana ... o kitap da biraz deli olsa  biraz dolu olsa biraz yorgun ama bir o kadar da hayat dolu ... aşk olsa bir kitap mümkünse  başımı göğsüne koyabileceğim aşık bir adam olsa ... Ona sarılmaktan hiç bıkmayan bir kadın olsam ...


4 Mayıs 2014 Pazar


    
    Yaptıklarıma şaşırıyorum ...Çok komik oluyorum ...Her şeyi  batırıp çıkışıma hayret ediyorum... Ondan bana bir hikaye çıkar mı bilmiyorum ...Bir kaç sayfa ondan katar mıyım hayatıma... Sonra durup dururken yeni bir karar alıp ondan uzak duracağım artık diyorum ... Yapıyorum başarıyorum da ...Çünkü bizim masalın kahramanı kitabı unutmuş ...
  


Çiçek gibi bir ay olsun diye

Yağmur yağıyor diye açtım camları,  Soğuk diye çıktım dışarı Bir bardak çay, yanında bir tutam çiçek , çayıma da bir dilim limo...